İdrar
yolu enfeksiyonu (İYE) çocukluk çağının en sık görülen enfeksiyonlarındandır.
Bazı İYE’lerde, özellikle yüksek ateş ile seyredenlerde, böbrek parankim
harabiyeti ortaya çıkabilir. Bu nedenle İYE’li çocuklara erken tanı konması ve
antimikrobial tedavi uygulanması önemlidir. İYE bazen altta yatan anatomik veya
fonksiyonel bir bozukluğun habercisidir. Bu çocuklarda böbrek parankim
harabiyeti riski daha da yüksektir. Yaşın küçük olması riski arttıran bir diğer
etkendir. Küçük çocuklarda böbrek dokusu henüz olgunlaşmamış olması nedeni ile
harabiyet çok daha kolay meydana geleceğinden risk daha yüksektir. Çok küçük
çocuklarda İYE ile ilgili bir başka olumsuz nokta hastalığa özgü klinik bulgu
olmamasıdır. Bu nedenle nedeni belli olmayan ateşli her küçük çocukta İYE’den
şüphelenmelidir. Üç aydan küçük çocuklar, düşkün görümdekiler, immün baskılanma
altında olanlar, ağızdan alımı iyi olmayanlar ve dehidrate olanlar yatırılarak
tedavi edilmelidir.
Antibiyotiğin Seçilmesi ve Uygulanması:
Hastaneye
yatırılan ve yüksek ateşle başvuranlarda antibiyotik tedavisine parenteral
yoldan başlanmalıdır. İdrar yolu enfeksiyonunun çok büyük bir bölümünde etken
gram negatif mikroorganizmalardır. Bu nedenle gram negatiflere etkili ve
nefrotoksik olmayan üçüncü kuşak sefalosporinler idrar yolu enfeksiyonu için
iyi bir seçenektir. Sefalosporin alerjisi varlığında aztreonam ya da gentamisin
kullanılabilir (Tablo 5).
Tablo 5. Çocuklarda parenteral
tedavide kullanılan antibiyotikler ve dozları
Antibiyotik |
Doz |
Ampisillin |
100-200 mg\kg, üç dozda, adölesanlarda 3-6 g, 3-4 eşit
dozda |
Amoksisilin |
20-40 mg/kg/gün, üç doza bölünerek |
Tikarsilin |
80 mg/kg/gün, üç veya dört doza, yeni doğanda iki doza
bölerek |
Piperasilin |
300 mg/kg/gün, üç veya dört doza bölünerek |
Sefazolin (1. kuşak) |
50-100 mg/kg/gün, üç doza bölünerek |
Seftazidim (3. kuşak) |
100-150 mg/kg/gün, iki veya üç dozda, adölesanlarda 2-6 g,
2-3 eşit dozda |
Sefotaksim (3. kuşak) |
100-200 mg/kg/gün, üç veya dört dozda, adölesanlarda 3-6
g, 2-3 eşit dozda |
Seftriakson (3. kuşak) |
50-75 mg/kg, bir veya iki doza bölünerek |
Aztreonam |
90 -120 mg/kg/gün,
üç veya dört doza bölünerek |
Gentamisin |
5 mg/kg/gün, adölesanlarda 3-5 mg/kg/gün, maksimum 400 mg |
Amikasin |
15-22.5 mg/kg/gün, üç doza bölünerek |
Tobramisin |
5 mg/kg/gün, adölesanlarda 3-5 mg/kg/gün, maksimum 400 mg |
Netilmisin |
5.5-8 mg/kg/gün, iki veya üç doza bölünerek |
Parenteral
antibiyotik tedavisi hastanın genel durumu düzeltildikten ve ateşi düştükten
birkaç gün sonraya kadar devam edilmelidir. Bunu takiben ağızdan antibiyotik
tedavisine devam edilmeli ve toplam antibiyotik tedavi süresi 10 güne
tamamlanmalıdır. Üç aydan küçük çocuklarda enfeksiyon etkeni hematojen yolla
böbreğe ulaşabilmektedir. Etken gram pozitif veya gram negatif bakteriler
olabilir. Bu nedenle çok küçük çocuklarda yeni doğan sepsisinde olduğu gibi tüm
spektrumu kapsayan kombine antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır. Genel durumu
stabil olan ve yüksek ateşi olmayan hastalarda ağızdan antibiyotik tedavisi
yeterlidir (Tablo 6). Bu amaçla amoksisilin-klavunat,
oral sefalosporin veya trimetoprim-sülfametaksazol kullanılabilir. Süre 10 güne
tamamlanmalıdır. Sistitlerde 5-7 günlük antibiyotik tedavisi yeterlidir.
Tablo 6. Çocuklarda oral tedavide
kullanılan antimikrobial ilaçlar ve dozları
Antimikrobiyal ilaç |
Doz |
|
Ampisilin |
100-200 mg/kg/gün, dört doza bölünerek, adölesanlarda 3-6
g, 3-4 eşit dozda |
|
Amoksisilin |
50-100 mg/kg/gün, üç doza bölünerek, adölesanlarda 1.5-6
g, 2-3 eşit dozda |
|
Ampisilin + sulbaktam |
50-100 mg/kg/gün, dört doza bölünerek |
|
Amoksisilin + klavulanat |
45-60 mg/kg/gün (oral), üç doza bölünerek 60-100 mg/kg (iv), üç doza bölünerek Adölesanlarda 3.6-6.6 g (iv), 3 eşit dozda |
|
Sulfonamidler |
|
|
|
Trimetoprim-sülfametaksazol |
Trimetoprim 5-6 mg/kg/gün, iki doza bölünerekAdölesanlarda
320 mg/gün 2 eşit doza bölünerek |
|
Sülfisoksazol |
120-150 mg/kg/gün, üç doza bölünerek |
Sefalosporinler |
|
|
|
Sefaleksin (1. kuşak) |
25-100 mg/kg/gün, dört doza bölünerek |
|
Sefuroksim aksetil (2. kuşak) |
20-30 mg/kg/gün, üç doza bölünerek Adölesanlarda 0.5-1 g üç eşit doza bölünerek |
|
Sefiksim (3. kuşak)
|
8-12 mg/kg/gün, tek dozda Adölesanlarda 400 mg bir veya iki eşit doza bölünerek |
|
Sefprozil (3. kuşak) |
7.5-15 mg/kg/gün, iki doza bölünerek |
|
Sefpodoksim proksetil (3. kuşak) |
8-10 mg/kg/gün, tek dozda. Adölesanlarda 400 mg bir veya iki eşit doza bölünerek |
Ürolojik Cerrahi İşlemlerde Antibiyotik
Proflaksisi:
Cerrahi
profilaksi ameliyat başlamadan hemen önce başlanan çok kısa süreli antibiyotik
uygulaması olarak kabul edilir. Cerrahi profilaksi amaç dokuları steril hale
getirmek değil, doğru zamanlamayla ameliyat sırasında oluşabilecek
kontaminasyona bağlı mikrobiyal yükü, konakçı savunmasını aşamayacak düzeye
indirecek bir destek sağlamaktır. Cerrahi profilaksi için seçilecek ajan ucuz,
güvenilir ve bakterisidal olmalı, invitro etki spektrumu intraoperatif
kontaminasyona neden olması en muhtemel mikroorganizmaları içermelidir.
Ürodinami, sistoskopi ve üretral kateterizasyonda risk faktörleri yoksa
profilaksi gerekmez. Diyabet, nörojenik mesane ve kalıcı kateter gibi risk
faktörü olanlarda ise profilaksi gereklidir. Üriner sisteme girilmeyen açık ya
da laparoskopik ameliyatlarda antibiyotik profilaksisi önerilmezken, üriner
sisteme girilen ameliyatlarda ise risk faktörü olmasa da rutin profilaksi
gerekir. Oral profilakside trimetoprim-sulfametoksazol, lomefloksasin veya
siprofloksasin sıklıkla kullanılmaktadır. İntravenöz profilakside sefazolin
önerilmektedir
İdrar Yolu Enfeksiyonlarından Korunmada
Antibiyotik Proflaksisi:
Böbrek
parankim harabiyeti riskinin yüksek olduğu çocuklar proflaktik antibiyotik
tedavisine alınmalıdır. İdrar yollarında obstrüksiyona yol açan fonksiyonel
veya anatomik patolojinin varlığı, vezikoüretral reflü, bir yaşından küçük
çocuklar ve İYE’nin sık tekrarlaması durumunda profilaksi uygulanmalıdır.
Profilaktik doz günlük dozun 1/3 - 1/4’ü olmalıdır ve gece yatarken tek seferde
alınmalıdır. Proflaktik antibiyotik
tedavisi sırasında antibiyotiklere direnç gelişimini engellemek için dar
spektrumlu antimikrobiyal ilaçlar kullanılmalıdır (Tablo 7).Trimetoprim+sülfametaksazol ve nitrofurantoin 2 aylıktan
küçük bebeklerde kontrendikedir. Trimetoprim + sülfametaksazol’ün sulfonamid
içeriği bilirubini albumine bağlandığı yerden ayırarak hiperbilirubinemi ve kernikterusa
yol açabilir. Nitrofurantoin ise bu dönemde hemolitik anemi yapabilir. İki aydan küçük bebeklerin proflaksisinde
ampisilin, amoksisilin veya sefaleksin tercih edilir.
Tablo 7. Çocuklarda proflakside
kullanılan antimikrobial ilaçlar ve dozları
Antimikrobiyal ilaç |
Doz |
Trimetoprim + Sülfametaksazol |
Trimetoprim; 1-2 mg/kg/gün, tek dozda |
Nitrofurantoin |
1mg/kg, tek dozda |
Ampisilin |
10-15 mg/kg/gün, tek dozda |
Amoksisilin |
10 mg/kg/gün, tek dozda |
Sefaklor |
10 mg/kg/gün, tek dozda |
Seftibuten |
2 mg/kg/gün, tek dozda |
Sefuroksim aksetil |
5 mg/kg/gün, tek dozda |
Sefaleksin |
5-10 mg/kg/gün, tek dozda |
Sefiksim |
2 mg/kg/gün, tek dozda |
Bu bölümde ise çocuklarda idrar yolu
enfeksiyonlarında sık olan kullanılan antibiyotik grupları ve özellikleri sırasıyla
verilecektir:
A.
Sülfonamidler:
Bakteriostatik antibiyotiklerdendir.
Para-aminobenzoik asitten folik asit oluşumunu önlerler. Ağız yolundan
alındıktan sonra hızla emilip bütün vücut sıvılarında dağılır ve idrarla
atılırlar. Birçok gram negatif bakteri sulfonamidlere dirençli, fakat E.coli ve
Hemofilus influenza gibi bakterilere karşı etkilidirler. Bu grupta birçok
preparat bulunmaktadır.
·
Trimetoprim-Sulfametoksazol (TMP-SMZ): Bunlar folat
metabolizmasının iki farklı basamağını inhibe ederler. Trimetoprim bakterilerin
dihidrofolat redüktazını çok güçlü ve selektif olarak inhibe eder.Bu iki ilacın
kombinasyonu sonucu sinerjik bir etki oluşur.
·
Sülfisoksazol: Kısa ve orta etkili sulfonamiddir. Bu
ilaç 12 yaşından küçüklere
önerilmemektedir.
Bu gruptan
ilaçların yan etkilerinin % 75’ini cilde ait duyarlılık reaksiyonları
oluşturur. Bunun dışında ilaç ateşi, kan diskrazileri ve çeşitli
hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Kristalüri daha çok eski
sülfonamidlerde görülürken, sülfisoksazol gibi çözünürlüğü fazla olan yeni
preparatlarda sıklığı azalmıştır. Çocuk ürolojisi açısından en önemli yan
etkisi, yeni doğanlarda plazma albuminini bilirubinle yer değiştirmesi sonucu
kernikterus geliştirmesidir. Terme yakın hamile kadınlar kullanırsa, plasentayı
geçip fetusa ulaşmasıyla da kernikterusa neden olabilir. Bu nedenle yeni
doğanlarda ilk 2 ay bu ilaçlar tedavi ve proflakside önerilmez.
Ülkemizde
TMP-SMZ’nin 40/200 mg/5 ml süspansiyonu ve şurubu, 80/400 mg tableti, 160/ 800 mg fort tableti
ve 80/ 400mg ampülleri mevcuttur. Sülfisoksazol’ün ise 500 mg sülfisoksazol +
50 mg fenazopiridin ile kombine tabletleri vardır(Tablo 8).
B.
Beta-laktam antibiyotikler:
Bakterisidal
antibiyotiklerdendir. Bu grup içinde penisilinler, sefalosporinler,
karbapenemler, monobaktamlar ve beta-laktamaz inhibitöreleri bulunmaktadır.
·
Penisilinler:
Hücre duvar
sentezini inhibe ederler. Bakteri hücre duvarında glikoprotein yapıdan sorumlu
transpeptidazı da inaktive ederler. Bu şekilde bakteri hücre membranının
rijiditesini ortadan kaldırıp membranını eritirler. Penisilinaz bakteriyel
dirençten sorumlu bir beta-laktamazdır ve çok sayıda bakteri tarafından
yapılır. İdrar yolu enfeksiyonuna neden olan birçok bakteri de beta-laktamazı
üretir. Bu yüzden idrar yolu enfeksiyonlarında doğal penisilinler değil de daha
geniş spektrumlu penisilinler veya antipsödomonal penisilinler
kullanılmaktadır. Penisilin kullanan hastaların % 5-20’sinde hipersensitivite
reaksiyonları görülür. Reaksiyon hafif cilt döküntüleri yanında hayatı tehdit
eden anaflaksi şeklinde de görülebilir ve penisilin tedavisi bittikten 1-2
hafta sonra bile devam edebilir. Bir penisilin preparatına karşı
hipersensitivite reaksiyonu oluşan kişilerde diğer penislin preparatlarına veya
beta-laktam antibiyotiklere karşı da aynı reaksiyon oluşabilir. Penisilin
alerjisi söz konusu ise alternatif olarak eritromisin, TMP-SMS,
aminoglikozitler ve siprofloksasin kullanılır. Diğer yan etkiler ise özellikle
ampisiline bağlı diyare ve agranülositozdur.
i. Geniş
spektrumlu penisilinler:
Ampisilin ve amoksisilin
E. Coli, Hemofilus influenza ve Proteus mirabilis gibi idrar yolu enfeksiyonu
ajanlarına karşı etkilidir. Ger ikisi de ağız yolu, intravenöz ve intramüsküler
yol ile kullanılır. Ülkemizde ampisilinin 250, 500 mg kapsül, 500 mg ve 1 gr
tablet, 125 mg/ 5 ml ve 250 mg/ 5 ml suspansiyonları, 250, 500 ve 1000 mg
flakonları mevcuttur. Amoksisilinin ise 250 ve 500 mg kapsülleri, 500 ve 1000
mg tabletleri, 125, 200, 250 ve 400 mg/5 ml suspansiyonları ile 250, 500 ve
1000 mg flakonları mevcuttur(Tablo 8).
ii.
Antipsödomonal penisilinler:
Tikarsilin’in spektrumu
ampisiline benzer, ayrıca Proteus ve Pseudomonas’lara karşı da etkilidirler.
Piperasilin üreidopenisilin olarak da bilinir. Gram negatif organizmaların
oluşturduğu enfeksiyonlarda etkilidir. Özellikle Psödomonas Auriginosa ve
Klebsiella’ya karşı en etkili penisilindir. Hayatı tehdit eden Psödomonas
enfeksiyonlarında gentamisin, amikasin veya tobramisin ile kombine olarak
kullanılır. İntravenöz ve intramüsküler yol ile verilir. Ülkemizde
piperasilin’in 2 gr’lık flakonları vardır.
·
Sefalosporinler:
Penisilinler
gibi bakteri hücre duvarının sentezini inhibe ederek bakterisid etki
oluştururlar. Sefalosporinler penisilinaza dirençlidirler. Ağız yolundan veya
parenteral yol ile verilirler. Kan beyin engeli dışında tüm vücut sıvı ve
dokularında çok iyi bir şekilde dağılırlar. Bazıları safra ile büyük bir kısmı
böbreklerden tübüler sekresyonla atılır. Probenesid sefalosporinlerin tübüler
sekresyonunu önler ve böylece yarı ömrünü uzatır ve plazma konsantrasyonunu
yükseltir. Bütün sefalosporinler penisilinaz yapan stafilokoklar dâhil, gram
pozitif koklar ve gram negatif basil türlerinin pek çoğuna etkilidir.
Enterokoklara etkisizdir. Klebsiella pnömoniya enfeksiyonlarında ilk seçilecek
ilaçlardır. Çeşitli ajanlara rezistan olan gonokoksik enfeksiyonlarda parenteral
sefalosporinlerin etkinliği çok fazladır. Bazı gram negatif bakterilerin
oluşturduğu üriner sistem enfeksiyonlarına karşı çok iyi yanıtlar alınmaktadır.
Sefalosporin
tedavisi gören hastaların yaklaşık % 5’inde hipersensitivite reaksiyonları
görülmektedir. Böbrek harabiyeti normal dozlarda seyrek de olsa oluşabilir.
Sefalosporinlerle tedavi esnasında gram negatif bakterilere bağlı
süperenfeksiyonlar oluşabilir.
i. Birinci kuşak
sefalosporinler; genelde gram pozitif bakterilere etkilidirler. Bu kuşak içinde
pediatrik üriner enfeksiyonlarda önerilenler sefaleksin ve sefazolin’dir.
Sefaleksin sindirim sisteminden iyi emilir. Ağız yolundan kullanılır. İlacın %
90’dan fazlası idrarla değişmeden atılır. Sefazolin ise sindirim sisteminden
iyi absorbe edilemediği için intravenöz veya intramüsküler yol ile kullanılır.
Büyük oranda böbreklerden atılır. Yurdumuzda sefaleksinin 500 ve 1000 mg
tabletleri, 250 mg/5 ml süspansiyonları ve 250 mg kapsülleri vardır.
Sefazolin’in ise sadece 250, 500 ve 1000 mg’lık flakonları mevcuttur(Tablo
8).
ii. İkinci kuşak
sefalosporinler; gram pozitif bakterilere birinci kuşaktaki sefalosporinlerden
daha az etkilidir. Bazı Enterobakteri, Klebsiella ve Proteuslara karşı
etkilidirler. Bu kuşak içinde en çok sefuroksimaksetil kullanılmaktadır.
Bu kuşaktaki bakterilerden kan beyin bariyerini geçen tek antibiyotiktir.
Parenteral ve oral yol ile kullanılır. Ülkemizde sefuroksim aksetil’in 125, 250
ve 500 mg tabletleri, 250, 500, 750 ve 1500 mg flakonları ile 125 mg/5 ml’lik
suspansiyonu bulunmaktadır(Tablo 8).
iii.
Üçüncü kuşak sefalosporinler; gram
pozitif bakterilere karşı etkinliği düşüktür. Psödomonas auriginoza,
Enteronbakteriler ve Neisseria türlerine karşı çok etkilidirler. Beyin omurilik
sıvısına geçişleri iyidir. Bu gruptan seftazidim, sefotaksim ve seftriakson
parenteral, sefiksim,sefprozil ve sefpodoksim proksetil ise oral
olarak kullanılan sefalosporinlerdir. Türkiye’de seftazidim ve sefotaksim’in
500, 1000 ve 2000 mg’lık flakonları, seftriakson’un 250, 500, 1000 mg’lık
flakonları, sefiksim’in 400 mg’lık tableti ve 100 mg/5 ml’lik suspansiyonu,
sefprozil’in 500 mg’lık tableti ve 250 mg/5 ml’lik susupansiyonu bulunmaktadır.
Sefpodoksim proksetil’in ise 100 ve 200 mg tabletleri, 40, 50 ve 100 mg/5 ml
süspansiyonları mevcuttur(Tablo 8).
iv. Dördüncü
kuşak sefalosporinler; en belirgin özellikleri dengeli bir anti-gram pozitif ve
negatif etkilerinin olmasıdır. Klinikte, hastanede gelişmek şartıyla, dirençli
gram negatif bakteriler tarafından oluşturulan idrar yolu enfeksiyonlarında
kullanılmaktadır. Bu grupta sefepim bulunmaktadır. Ülkemizde 500 ve 1000
mg’lık flakonları vardır(Tablo 8).
·
Karbapenemler:
Bakteriyel spektrumuna göre iki grup
altında etkinliklerini gösterirler. Ertapenem
birinci grubun, imipenem ve meropenem ikinci grubun
temsilcileridir. Diğer beta-laktam
antibiyotikler gibi bakteri hücre duvar sentezini inhibe ederek bakterisidal
etki yaparlar. Karbapenemler gram-pozitif, gram-negatif ve anareob
mikroorganizmalara karşı etkilidirler. Ertapenem P. auriginosa hariç olmak
üzere çok iyi bir gram-negatif spektruma sahiptir. Metisilin-dirençli
stafilokok ve enterokoklara karşı çok etkili değildir. İkinci gruptaki imipenem
ve meropenem; metisilin dirençli Stafilokok, E. fekum ve vankomisin-dirençli
enterokoklar hariç olmak üzere çoğu gram-pozitif ve negatiflere karşı
etkilidirler. Mide ve barsak sıvılarında stabil halde kalamadıkları için
yalnızca intra venöz formları mevcuttur. İmipenemin dozu üçe veya dörde bölmek
suretiyle 15 mg/kg/gün’dür. Ülkemizde ertapenem’in 1 gr’lık flakonları,
imipenem 500 mg’lık flakonları, meropenem’in ise 500 ve 1000 mg’lık flakonları
mevcuttur.
·
Monobaktamlar:
Bu grupta aztreonam
vardır ve diğer beta laktamlar gibi bakteri hücre duvar sentezini inhibe
eder. Üriner sistem enfeksiyonlarının tedavisinde aminoglikozitlerin yerine
parenteral yolla kullanılır.Dar spektrumlu olduğu için diğer antibakteriyel
ajanlarla kombine olarak kullanılır.Psödomembranöz kolit
oluşturabilir.Ülkemizde 500 ve 1000 mg’lık flakonları mevcuttur(Tablo
8).
·
Beta-laktamaz inhibitöreleri:
Bu grup
ilaçlar geniş spektrumlu bazı pensilinlerin beta laktamaz inhibitörü olan
klavulanik asid (klavulanat) veya sulbaktam ile kombinasyonu suretiyle elde
edilmektedir. Bu gruptaki ilaçlar beta-laktamazları geri dönüşümsüz olarak
inhibe ederler.
i.
Klavulanik asid (klavulanat); kimyasal yapısı penisilinlere çok benzeyen
bir beta laktamaz inhibitörüdür ve antibakteriyel spektrumu beta laktam
antibiyotiklere benzer.
1. Amoksisilin
ve klavulanat kombinasyonu (ko-amoksiklav); H. İnfluenzae, B. Catarhalis, S.
Aureus, E.coli, Klebsiella ve Enterobacter’lerin oluşturduğu enfeksiyonların
tedavisinde kullanılır. Ülkemizde 625, 1000 mg tablet, 156.2 mg/5 ml, 228.5
mg/5ml, 312.5 mg/5ml, 457 mg/5ml’lik süspansiyonları ve intravenöz kullanıma
özgü 1200 mg flakon şekilleri vardır. Dozu içindeki amoksisiline göre ayarlanır(Tablo
8).
2. Tikarsilin
ve klavulanik asid kombinasyonu; beta laktamaz oluşturan
Klebsiella, E. coli, S. aureus, Pseudomonas, H. influenza, Sitrobakter,
Enterobakter kloaka ve Serratia marsesens’in oluşturduğu enfeksiyonların
tedavisinde kullanılır. Klavulanik asid özellikle yaşlılarda ve erkeklerde
kolestatik sarılık yapabilir. Ülkemizde 3.2 g ‘lık flakonları vardır.
ii.
Sulbaktam’da geri dönüşümsüz beta laktamaz
inhibitörüdür. Mide-barsak kanalından klavulanik aside göre daha az absorbe
edilir, ancak ampisilin ve sulbaktam kombinasyonunu içeren ön
ilaç(sultamisilin) şekline getirildiğinde absorbsiyonu arttırılır ve oral
kullanılabilir. Bu kombinasyon ampisilinin in vitro etkisini beta laktamaz
oluşturan bazı bakterileri de kapsayacak şekilde genişletir. Ülkemizdeki 375 ve
750 mg’lık tabletleri, 125 ile 250 mg/5ml’lik süspansiyonları, 250, 500 mg ve 1
gr’lık flakonları vardır. Dozu içindeki ampisiline göre saptanır(Tablo
8).
C. Aminoglikozit
Antibiyotikler:
Bakterisidal etkili antibiyotiklerdendir. Gram
negatif bakteriler üzerine diğer antibiyotiklerden çok daha güçlü etkinlik
gösterirler. Bunlar bakteri ribozomlarına etki yaparak protein sentezini inhibe
ederler. Bakterilerin stoplazmik membranını da tahrip ettikleri gözlenmiştir.
En az lipofilik antibiyotiklerden olduklarından ağız yolu ile kullanılmazlar.
İntramüsküler veya deri altına verildikten sonra hızla dağılırlar. Tüm
ekstraselüler sıvılara dağılırlar, fakat böbrek ve kulak dokusundaki
konsantrasyonları düşüktür. Glomerüler filtrasyonla atılırlar. Bu grupta birçok
antibiyotik vardır. Çocuk ürolojisinde
kullanılan en önemlileri gentamisin, amikasin, tobramisin ve netilmisin’dir.
Gentamisin Proteus, Pseudomonas ve Serratialar dâhil pek çok gram negatif
mikroorganizmalara etkili, en geniş spektrumlu aminoglikozittir. Gentamisine
dirençli olgularda amikasin kullanılabilir. Tobramisinin etki spektrumu da
gentamisine benzer ancak Pseudomonaslara etkisi zayıftır. Netilmisinin etki
spektrumu ise amikasine benzer ve gentamisine dirençli bakterilere karşı
etkilidir. Üriner sistemdeki pek çok enfeksiyonda bu ilaçlar etkilidir, ancak
toksisiteleri yaygın kullanımını engellemektedir. Ototoksisite ve
nefrotoksisite en önemli yan etkileridir. Ototoksik etki ile labirentte hasar
ve vestibüler bozukluk olur. Ototoksik etki genelde böbrek yetmezliği olanlarda
meydana gelir. Gentamisin aminoglikozitler içinde nefrotoksisitesi en fazla
olandır. Akut böbrek yetmezliği ve tübüler nekroz yapabilir. İlaveten yüksek
dozda çizgili kaslarda kürar benzeri zayıf nöromüsküler blok yapabilirler.
Ülkemizde gentamisin’in 20, 40, 80, 120 ve 160 mg’lık ampülleri, amikasin’in
100, 250 ve 500 mg’lık ampülleri, tobramisin’in 20 ve 80 mg’lık ampülleri ve
netilmisin’in ise 50, 150 ve 400 mg’lık ampülleri vardır(Tablo
8).
D.
Fluorokinolonlar:
Geniş spektrumlu ve bakterisidal antibiyotiklerdir.
DNA’nın replikasyonunda görevli DNA giraz enzimini inhibe ederler. Böylece bakteriler bölünemezler ve
uzayıp ölürler. Siprofloksasin ve ofloksasin ayrıca, bakteri sitoplazma membranını zedeleyerek,
diğerlerine göre daha güçlü antibakteriyel etki yaparlar. Suda çözünürlükleri
ve oral biyoyararlanımları yüksekilaçlardır.
Serum eliminasyon yarı ömürleri 3-4 saattir.
Karaciğerde metabolize edilirler ve böbreklerden glomerüler filtrasyon
ve tübüler sekresyonla atılırlar. KC ve safrada en yüksek oranda bulunan ve en kısa etkili kinolon siprofloksasindir. Kinolonlar içinde bugün
için en uzun etkilisi
rufloksasindir. Ofloksasin metabolize
edilmez ve % 95 oranında değişmeden atılır. Siprofloksasin ve norfloksasin pek
çok gram pozitif ve gram negatif bakterilere ve gonakoklara karşı etkilidirler.
Siprofloksasin ayrıca mikobakterilere de etkilidir. Bu iki ilaç komplike ve
komplike olmayan üriner sistem enfeksiyonlarının tedavisinde kullanılır. Renal
klirensinin yüksek olması nedeniyle norfloksasin siprofloksasine tercih edilir.
Her ikisi de ağız yolundan verilir. Kristalüri oluşumunu engellemek için sıvı
ile birlikte alınmalıdır. Florokinolonlar gama-aminobütirik asid inhibitörü
olduklarından konvülsiyonlara da neden olabilirler. Bunlar aynı zamanda
psödomembranöz enterokolite neden olabilirler. Genç hayvanlarda artropati
oluşturduğu için 16-18 yaşın altındaki hastalarda, gebelerde ve emziren
annelerde kullanılmamalıdır. Ülkemizde siprofloksasinin 250, 500 ve 750 mg’lık
tabletleri, 500 ve 1000 mg’lık modifiye salım tabletleri ile 100 ve 200 mg’lık
enfüzyonları bulunmaktadır. Ofloksasinin 200 ve 400 mg’lık tabletleri ve 100 ve
200 mg’lık flakonları vardır. Levofloksasinin 500 mg’lık tableti ve enfüzyon
çözeltisi, pefloksasinin 400 mg’lık tableti ve ampulü, enoksasinin 200 ve 400
mg’lık tabletleri, norfloksasin ve moksifloksasinin ise 400 mg’lık tabletleri
bulunmaktadır(Tablo 8).
E.
Tetrasiklinler:
Geniş
spektrumlu ancak bakteriyostatik antibiyotiklerdendir, ancak bunlara karşı
bakteriyel direncin artması, yeni ve daha etkili ilaçların bulunması
nedenleriyle tedavide kullanımlar azalmıştır. Hem ökaryotik hem de prokaryotik
hücrelerde protein sentezini inhibe ederek etki yaparlar. Sindirim sisteminin
üst kısmından tam olarak emilirler, ancak özellikle de tetrasiklin olmak üzeresüt ve süt ürünleri ile alındığında,
emilimleri önemli ölçüde azalır. Karaciğerde metabolize edilip böbreklerden
glomerüler filtrasyonla ıtrah edilirler. Mikoplazma, Borreliya, Klamidya ve
bazı Riketsiyalara etkilidirler. Leptospira ve bazı Treponema türlerine faydalı
ikinci ilaç olarak kullanılırlar. Yüksek konsantrasyonları Entamoeba
histolitika’nın büyümesini inhibe eder. Streptokok, Stafilokok ve Enterokok
enfeksiyonlarında tetrasiklinlerin çok fazla yeri yoktur. Doksisiklin’in absorpsiyonu besinlerle birlikte alınmasından
etkilenmez ve etki gücünün daha yüksek olması nedeniyle kullanımda diğerlerine
tercih edilir. Doksisiklinin emilimi ilk günden sonra arttığı için günde tek
doz olarak kullanılması yeterlidir. Diğer tetrasiklinlerin aksine % 90 feçesle
atıldığı için böbrek fonksiyonları bozuk olan hastalarda kanda birikmez. Bu
nedenle böbrek fonksiyonu bozuk olan ekstrarenal enfeksiyonların tedavisinde
güvenle kullanılırlar.
Yan etki
olarak cilt reaksiyonları ve ilaç ateşi reaksiyonları meydana gelebilir. Yüksek
tetrasiklin dozları karaciğer fonksiyon bozukluğu oluşturabilir. Tetrasiklin
kullanan çocukların dişlerinde sarı-kahverengi lekeler oluşur ve kemiklerin
büyümesi baskılanır. Tetrasiklinler 8 yaşından küçük çocuklara verildiğinde süt
dişlerinde ve kalıcı dişlerde diskolarasyona neden olurlar. Bu nedenle
bebeklere ve 8 yaşından küçük çocuklara tetrasiklinleri vermekten kaçınmak
gerekir. Gebelere dördüncü aydan sonra tetrasiklin verilmemelidir, çünkü
beşinci aydan itibaren süt dişlerinin ve kalıcı dişlerin oluşması başlar.
Doksisiklin
8 yaşından büyük ve vücut ağırlığı 45 kg’dan fazla olan çocuklara ilk gün 12
saat ara ile 100 mg, daha sonra ise günde 1 kez 100 mg alacak şekilde devam
edilir. 45 kg’dan küçük çocukların günlük 2.2 mg/kg olan dozları ilk gün 12
saatte bir, sonrasında ise günde tek doz olacak şekilde verilir. Tetrasiklinin
dozu ise aynı yaş grubu için 25-50 mg/kg/gün dür ve doz 6 saatte bir olacak
şekilde dörde bölmek suretiyle verilir. Ülkemizde tetrasiklin’in 250 ve 500
mg’lık kapsülleri, doksisiklinin ise 100 mg’lık kapsülleri bulunmaktadır(Tablo 8).
F.
Üriner Antiseptikler:
Bunlar esas olarak üriner enfeksiyonlarda
kullanılırlar. Genel olarak vücutta fazla inaktive edilmeyip değişmeksizin
böbreklerden çabuk ıtrah edilen ve renal klirensleri yüksek olan ilaçlardır. Bu
ilaçların antibakteriyel spektrumu düşüktür. Nitrofurantoin’inantibakteriyel
mekanizması bilinmemektedir. Bir görüşe göre bakteride enerji meydana getiren
yolakta piruvattan asetil koenzim-A oluşmasını engellerler. Başka bir görüşe
göre ise duyarlı bakteri içinde reaktif metabolitlere indirgenirler ve bunlar
bakterinin DNA’sını bozarlar.İdrar yolunda enfeksiyon yapan pek çok gram
negatif ve pozitif bakteriye karşı etkilidir.Üropatojenlere, özellikle E. koliye karşı düşük direnç
göstermesi nedeniyle oldukça ilgi çekmektedir. Başlıca iki endikasyonda
kullanılır: komplike olmayan üriner sistem infeksiyonlarının tedavisinde ve
kronik idrar yolu enfeksiyonlarında bakteri elimine edildikten sonra, nüksün
önlenmesi amacıyla proflakside. Nitrofurantoin ile bir kürün 14 günden daha
uzun süre yapılmaması tavsiye edilir. Kürler arasında 4 haftalık bir ara
bırakılmalıdır, aksi takdirde ciddi yan etki insidansı artar. En sık yan tesiri
bulantı ve kusmadır. En önemli yan tesiri ise polinörittir. Böbrek
yetmezliğinde ve 2 aylıktan küçük bebeklerde kullanımı kontendikedir. Bir diğer
üriner antiseptik ise metenamin’dir.
Asid ortamda formaldehid salıverir. Alındıktan sonra vücutta değişikliğe
uğramadan böbreklerden itrah edilir. Asid idrarda daha fazla etkilidir. Yüksek
derecede rezistan gram negatif bakterilere ve maya mantarlarına bağlı üriner
enfeksiyonlarda kullanılır. Ülkemizde nitrofurantoin’in 50 mg’lık kapsülleri,
25 mg/5 ml’lik süspansiyonu, metenamin’in ise 450 mg’lık tabletleri, 500 mg’lık
efervesan granülleri, granülleri ve poşetleri kullanılmaktadır(Tablo 8).
G.
Anti-Anaerobik ve Anti-Protozoal İlaçlar:
Bu grupta
çocuklarda kullanılan en önemli ilaç metronidazol’dür.
Bu ilaç Bakteroides ve Klostridyum türlerinin oluşturduğu anaerobik bakteriyel
enfeksiyonlarda, Entamoeba histolitika, Giardia lamblia ve Balantidum koli ile
Trikomonas vajinalis ve Gardnerella vajinalis enfeksiyonlarında çoketkilidir. Bunların
yayında Klostridyum difikıl 'a
bağlı psödomembranöz enterokolit tedavisinde de kullanılmaktadır. Ornidazol’de aynı endikasyonlarda
kullanılmaktadır. Metronidazolün
oral uygulamasından sonra az % 80’i bir saat içinde emilir. Oral uygulamalar
sonucu zirve değerleri, eş dozlarda intravenöz uygulamayla elde edilen
değerlerin aynısıdır. Oral biyoyararlanımı % 100’dür ve yemekle birlikte
alınmalarından etkilenmez. Öncelikle karaciğerde metabolize olur, safra ve
idrarla atılır. Alkol ile birlikte alındığında bulantı, kusma, taşikardi,
deliryum ve zihin bulanıklığı ile karakterize disülfiram benzeri reaksiyon
meydana getirebilir. Metronidazolün dozu anaerobik enfeksiyonlarda 30 mg/kg/gün
ve psödomembranöz enterokolitte 20 mg/kg/gün’dür.
Bu dozlar dörde bölünmek suretiyle kullanılır. Amebiyaziste çocuklardaki doz
30-40 mg/kg/gün’dür ve bu doz üçe bölünerek kullanılır. Giardiaziste 2-5 yaş
arası çocuklarda günlük doz 250 mg, 5-10 yaş arasında 375 mg ve 10-15 yaş arası
çocuklarda ise günlük doz 500 mg’dır. Ornidazol’ün dozu ise anaerobik
enfeksiyonlarda ikiye bölmek suretiyle 20 mg/kg/gün’dür. Amebiyaziste
ornidazolün dozu günde 35 - 50 mg/kg’dır ve toplam doz üçe bölünerek verilir.
Giardiazis tedavisindeki doz ise günde 15 mg/kg’dır ve toplam doz yine üçe
bölünerek verilir. Ülkemizde
metronidazol’ün 250 ve 500 mg’lık tabletleri, 500 mg’lık vajinal ovül ve
tabletleri, 50 mg/5 ml, 125 mg/5ml, 200 mg/5ml’lik süspansiyonları ile 500
mg’lık infüzyonları, ornidazol’ün ise 250 ve 500 mg’lık tabletleri, 500 mg’lık
vajinal tabletleri ile 500 mg’lık ampülleri bulunmaktadır(Tablo 8).
H.
Anti-Fungal İlaçlar:
Bu gruptaki antibiyotikler ve sentetik ilaçlar cilt
ve mukozaların lokal mantar enfeksiyonlarına veya çeşitli sistemik mantar
enfeksiyonlarına karşı etkili ilaçlardır. Bu gruptaki ilaçlar genel olarak
diğer antibakteriyel ilaçlara göre daha toksik ilaçlardır. Bunun nedeni mantar
hücrelerinin de memeli hücreleri gibi ökaryotik hücreler olmalarıdır. Bu
bölümde çocuklardaki sistemik mantar enfeksiyonlarında kullanılan önemli
antifungal ilaçlar kısaca anlatılacaktır. Sistemik mantar enfeksiyonları
genelde seyrek görülürler ve daha ziyade immün yetmezliği olan çocuklarda
ortaya çıkarlar. Amfoterisin B duyarlı fungus türlerinin hücre
membranında bulunan bazı sterollere geri dönüşümsüz bir şekilde bağlanarak
membran permeabilitesini bozar. Sistemik mantar enfeksiyonlarının tedavisinde
en etkili ilaçtır. Bu ilaç sindirim sisteminden çok az absorbe olduğundan
sadece intravenöz verilir. İdrarla çok yavaş atılır. İlacı %5’lik glukoz
solusyonunda hazırlamalıdır. Konsantrasyonlarına göre fungisid veya
fungistatiktir. Geniş spektrumludur ve Histoplazma kapsulatum, Kriptokokus
neoformans, Koksidioides immitis, Kandida türleri, Blastomiçes dermatitidis,
bazı Aspergillus ve Sporotrikiyum türlerine etkilidir. Başlangıç dozu 0.25
mg/kg/gün’dür. İdame dozu ise hastanın durumuna göre 0.25-1 mg/kg/gün’dür.
Tedavi edilen hastaların %80’den fazlasında böbrek fonksiyonlarında yavaşlama
görülür. Flukonazol sitokrom P450 sistemine bağımlı enzim basmaklarının
bazılarını inhibe etmek suretiyle ergosterol sentezini bloke eder. Eliminasyonu
esas olarak böbrekler yoluyla olur. Flukonazol bazı sistemik mantar
patojenlerinden, Aspergillus, Blastomiçes dermatitidis, Kandida albikans,
Kriptokokus neoformans, Koksidioides immitis ve Histolpazma kapsulatum’a
etkilidir. Flukonazol ağızdan veya intravenöz yolla verilir. Üç yaşından büyük
çocuklarda yükleme dozu 10 mg/kg’dır. İdame dozu ise 3-6 mg/kg/gün’dür. Amfoterisin
B’den daha az toksiktir. Ülkemizde amfoterisin B’nin 50 mg/10 ml’lik ve 100
mg/20 ml’lik flakonları, flukonazol’ün
50, 100, 150 ve 200 mg’lık kapsülleri, 50 mg/10 ml’lik şurubu, 100 mg/50 ml’lik
infüzyon solüsyonu bulunmaktadır(Tablo 8).
Tablo
8: Çocuklarda
kullanılan önemli bazı antibiyotiklerin dozları ve piyasada bulunan
formülasyonları
İLAÇ |
DOZU |
PİYASADA BULUNAN ŞEKLİ |
|
Trimetoprim (TMP)-Sulfametaksazol (SMS) |
TMP dozu:5-10 mg\kg\gün, 12 saatte
bir oral, Adölesan: 320 mg/gün, 12 saatte bir İYE profilaksisi: 1-2 mg\kg\gün |
Süspansiyon: 40\ 200 mg \5 ml Tablet: 80\400 mg, 160\800 mg Fort
Ampül: 80\400 mg |
|
Not: Yeni doğanda kernikterusa yol
açabilir, ilk 2 ay tedavi ve
proflakside önerilmez.Renal bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması
yapılmalıdır. |
|||
Ampisilin |
Yeni doğan:
Postanatal yaş: <7 gün: <2000 g: 50 mg\kg\gün, 12 saatte
bir im\iv >2000 g: 75 mg\kg\gün, 8 saatte
bir im\iv
Postnatal yaş: >7 gün: <2000 g: 75 mg\kg\gün, 8 saatte
bir im\iv >2000 g:100 mg\kg\gün, 6 saatte
bir im\iv İnfantlar ve çocuklar: 100-200
mg\kg\gün, 6saatte bir im\iv\oral Adölesan 3-6 g/gün, 3-4 eşit doza
bölünerek İYE profilaksisi: 10-15 mg\kg \gün |
Süspansiyon: 125, 250 mg\5 ml Kapsül:250 mg, 500 mg Tablet: 500 mg ve 1 gr Ampul: 250, 500 mg ve 1 gr |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır |
|||
Amoksisilin |
50-100 mg\kg\gün, 8 saatte bir oral Adölesan 1.5-6 g/gün, 3 eşit doza
bölünerek İYE profilaksisi: 10 mg\kg \gün |
Süspansiyon:125, 200, 250, 400 mg\5
ml Kapsül: 250, 500 mg Tablet: 500 mg, 1 gr Ampul: 250, 500 mg ve 1 gr |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Ampisilin + sulbaktam |
50-100 mg\kg\gün, 6 saatte bir oral |
Süspansiyon:
: 125, 250 mg\5 ml Tablet: 375 ve 750 mg Ampul: 250,
500 mg, 1 gr |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır |
|||
Amoksisilin + klavulanat |
<40 kg:20-40 mg\kg\gün, 8 saatte
bir oral >40 kg:250-500 mg, 8 saatte bir
oral veya 45-60 mg/kg/gün (oral), üç doza bölünerek 60-100 mg/kg (iv), üç doza bölünerek Adölesanlarda 3.6-6.6 g (iv), 3 eşit dozda |
Süspansiyon:156.2, 228.5, 312.5, 457
mg\5ml Tablet:625 mg, 1 gr Ampul: 1200
mg |
|
Not: Diyare gelişim insidansı tek
başına amoksisilin kullanımından daha fazladır. Renal bozukluğu olan
hastalarda doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Sefaleksin |
Çocuk: 50-100 mg\kg\gün, 6 saatte bir Yetişkin:250-500 mg, 6 saatte bir
oral |
Süspansiyon:250 mg\5 ml Kapsül:250 mg Tablet:500 mg, 1 gr |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Sefazolin |
Neonatal:
Postnatal yaş: <7 gün: 40 mg\kg\gün, 12 saatte bir
Postnatal yaş: >7 gün: <2000 g: 40 mg\kg\gün, 12 saatte
bir >2000 g: 60 mg\kg\gün, 8 saatte
bir İnfantlar (>1 ay) ve
çocuklar:50-100 mg\kg\gün, 8 saatte bir |
Ampul: 250, 500 mg, 1 gr |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Sefuroksim aksetil |
Çocuklar: 20-30 mg\kg\gün, 8 saatte
bir oral |
Süspansiyon:
125 mg\5 ml Tablet:
125, 250, 500 mg Ampul: 250,
500, 750, 1500 mg |
|
Seftazidim |
Çocuklar: 100-150 mg\kg\gün, 8-12
saatte bir im\iv |
Ampul: 500 mg, 1, 2 gr |
|
Sefotaksim |
Çocuklar: 100-200 mg\kg\gün, 6-8 saatte
bir im\iv |
Ampul: 500 mg, 1, 2 gr |
|
Seftriakson |
İnfant ve çocuk: 50-75 mg\kg\gün,
12-24 saatte bir im\iv Yetişkin:1-4 g\gün, 12-24 saatte bir
im\iv |
Ampul: 250, 500 mg, 1 gr |
|
Sefiksim |
Çocuklar: 8-10 mg\kg\gün, günde tek veya
iki eşit doz |
Süspansiyon:100 mg\5 ml Tablet: 400 mg |
|
Sefprozil |
Çocuklar: 7.5-15 mg\kg\gün, 12 saatte
bir |
Süspansiyon:250 mg\5 ml Tablet: 500 mg |
|
Sefpodoksim proksetil |
Çocuklar: 8-10 mg\kg\gün, 12 saatte
bir |
Süspansiyon:40, 50, 100 mg\5 ml Tablet: 100, 200 mg |
|
Aztreonam |
Neonatal:
Postanatal yaş: <7 gün: <2000 g: 60 mg\kg\gün, 12 saatte
bir im\iv >2000 g: 90 mg\kg\gün, 8 saatte
bir im\iv
Postnatal yaş: >7 gün: <2000 g: 90 mg\kg\gün, 8 saatte
bir im\iv >2000 g:120 mg\kg\gün, 6 saatte
bir im\iv Çocuklar: >1 ay; 90-120 mg\kg\gün,
6-8 saatte bir im\iv |
Ampul: 500
mg, 1 gr |
|
Not: Kistik fibrozisli hastalarda doz azaltılmalıdır. Renal
bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Gentamisin |
Yenidoğan: 2.5 mg\kg\doz iv\im Çocuklar: 6-7.5 mg\kg\gün 8 saatte
bir iv\im Yetişkinler: 3-5 mg\kg\doz 8 saatte
bir iv\im |
Ampul: 20, 40, 80, 120, 160 mg |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır |
|||
Amikasin |
Yenidoğan: 75 mg\kg\doz iv\im Çocuklar:15-22.5 mg\kg\gün, 8-12
saatte bir iv\im |
Ampul: 100, 250, 500 mg |
|
Not: İnfüzyon oranı; yenidoğan: 1-2
saat, çocuk: 30-60 dakikada. Renal bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması
yapılmalıdır. |
|||
Tobramisin |
Yenidoğan: 2.5 mg\kg\doz iv\im Çocuklar:6-7.5 mg\kg\gün 8 saatte bir
iv\im Yetişkinler:3-5 mg\kg\doz 8 saat bir
iv\im |
Ampul: 20, 80 mg |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır |
|||
Netilmisin |
Çocuklar:5.5-8 mg\kg\gün 8-12 saatte
bir iv\im |
Ampul: 50, 150, 400 mg |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır |
|||
Siprofloksasin |
1-17 yaş arası : 20-30 mg\kg\gün, 12 saatte biriv,
maksimum doz 400 mg olmalı 20-40 mg\kg\gün,
12 saatte bir oral, maksimum 750 mg olmalı |
Tablet:250, 500, 750 mg, Modifiye salım tableti: 500 mg, 1 gr Enfüzyon: 100, 200 mg |
|
Not:16-18 yaş altı çocuklarda
kullanımı önerilmemektedir. Renal bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması
yapılmalıdır. |
|||
Nitrofurantoin |
Çocuk
> 2 ay 3-5 mg\kg\gün, 12 saatte bir oral İYE profilaksisi: 1 mg\kg\doz |
Süspansiyon:25 mg\5 ml Kapsül:50 mg |
|
Not: 2 aylıktan küçük çocuklarda
kullanımı kontrendikedir. Renal bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması
yapılmalıdır |
|||
Tetrasiklin |
Çocuk > 8 yaş, 25-50 mg\kg\gün, 6
saatte bir oral |
Kapsül:250, 500 mg |
|
Not: Dişlerde diskolarasyona neden olduklarından,
bebeklere ve 8 yaşından küçük çocuklara vermekten kaçınılmalıdır. |
|||
Doksisiklin |
Çocuk > 8 yaş, vücut ağırlığı; > 45 kg; 4.4 mg\kg\gün, ilk gün 12
saatte bir, sonra günde 1 kez 100 mg < 45 kg; 2.2 mg\kg\gün dozu ilk
gün 12 saatte bir, sonra günde tek doz |
Kapsül:100 mg |
|
Not: Dişlerde diskolarasyona neden
olduklarından, bebeklere ve 8 yaşından küçük çocuklara vermekten
kaçınılmalıdır. |
|||
ANTİ-ANAEROBİK VE ANTİ-PROTOZOAL
İLAÇLAR |
|||
Metronidazol |
Anaerobik enfeksiyonlar: 30 mg\kg\gün, 6 saatte bir iv\oral Amebiyaziste: 30-40 mg\kg\gün, 8 saatte bir Giardiaziste: 2-5 yaş arası: günlük doz 250 mg, 5-10 yaş arasında: 375 mg 10-15 yaş arasıda: 500 mg |
Tablet:250, 500 mg Vajinal ovül: 500 mg Suspansiyon: 50, 125, 200 mg\5 ml İnfüzyon: 500 mg |
|
Ornidazol |
Anaerobik enfeksiyonlar: 20 mg\kg\gün, 12 saatte bir Amebiyaziste: 35-50 mg\kg\gün, 8 saatte bir Giardiaziste: 15 mg\kg\gün, 8 saatte bir |
Tablet:250, 500 mg Vajinal tablet: 500 mg Ampul: 500 mg |
|
ANTİ-FUNGAL İLAÇLAR |
|||
Amfoterisin B |
Mesane irrigasyonu: 1 litre steril su
veya sorbitol\mannitol içinde 15-50 mg\gün
İnfant ve çocuklar: Test dozu: 0.1 mg\kg\doz iv (maksimum 1
mg), 30-60 dakikada Başlangıç dozu (eğer test dozu tolere
edilirse): 0.25 mg\kg\gün İstenilen doza ulaşıncaya kadar günlük doz
kademeli olarak arttırılır; her bir sonraki gün 0.25 mg\kg’lık artış
yapılmalıdır. İdame dozu:0.25-1 mg\kg\gün, her doz 2-6
saatte infüze edilir. |
Ampul: 50
mg\10 ml, 100 mg\20 ml’lik
flakonlar |
|
Not: Renal bozukluğu olan hastalarda
doz ayarlaması yapılmalıdır. |
|||
Flukonazol |
Çocuk (3-13 yaş): Yükleme dozu:10 mg\kg iv\oral İdame dozu (yükleme dozunun
başlangıcından 24 saat sonra): 3-6 mg\kg\gün, iv\oral |
Kapsül:50, 100, 150, 200 mg Suspansiyon: 50 mg\10 ml İnfüzyon
solüsyonu: 100 mg\50 ml |
|
Not: Oral ve iv dozları eşittir.Renal
bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması yapılmalıdır. |