Detrüsör kontraksiyonu muskarinik
asetil kolin reseptörleri aracılığı ile olmaktadır. Aşırı aktif mesanede
görülen inhibe edilemeyen kontraksiyonlarda muskarinik reseptörler aracıdır.
Antikolinerjikler Detrüsör duz kas liflerinde ve diğer yapılarda yerleşmiş olan
M2 ve M3 muskarinik reseptorlerini inhibe ederek detrüsör kontraksiyonunu
engellerler. Antikolinerjik tedavide kullanılan 6 farmakolojik ajan vardır.
Bunlar oksibutinin, tolterodin, propiverin, trospiyum, darifenasin ve
solifenasindir. Genel olarak antikolinerjikler tersiyer ve kuarterner amin
yapısında ilaçlardır. Tersiyer aminler daha lipofiliktir ve moleküler yükleri
daha azdır. Bunlar gastrointestinal sistemden (GİS) iyi emilirler ve santral
sinir sistemine (SSS) geçebilirler. Kuarterner amin yapısındakiler ise GİS’den
iyi emilmezler ve SSS’ye geçemedikleri için yan etkileri sınırlıdır. Çocuk yaş
grubu literatüründe oksibutinin, tolterodin, propiverin ve trospiyumun
kullanıldığı çalışmalar bulunmaktadır.
·
Oksibutinin:
Pediatrik aşırı aktif mesanede en
yaygın kullanılan ve bu konuda ABD’de onaylanmış tek antimuskarinik ajandır.
Özellikle M1 ve M3 muskarinik reseptörlerine karşı afinitesi M2
reseptörlerinden daha yüksektir. Bu ilacın antimuskarinik, lidokaine benzer
amin yapısı nedeniyle lokal anestezik etkileri ile kalsiyum kanal antagonisti
olmasından dolayı da spazmolitik etkisi bulunmaktadır.
GİS’den iyi emilir ve karaciğerde sitokrom P450 enzimi ile çok
sayıda metabolitine ayrılır. Primer metaboliti olan N-desetiloksibutinin ağız
kuruluğu ve diğer yan etkilerden başlıca sorumlu metabolittir. Maksimum etki
oral alımdan 3-6 saat sonra ortaya çıkmakta ve 6-10 saat sürmektedir. Bu
nedenle günlük dozun 3 eşit parça halinde 8 saat arayla uygulanması gerekir.
Günlük dozu 0.3-0.5 mg/kg’dır.
Yan etkiler çocuklarda erişkin hasta
grubuna göre daha sık görülmektedir. Bunların önde gelenleri yüz ve boyun
cildinde belirgin olan kızarıklık, terlemede azalma ve ağız kuruluğudur. Diğer
bir yan etki olan konstipasyon, özellikle bu ilacın kullanıldığı hastalık gruplarında
sık görülen konstipasyonun tedavisini daha da güçleştirebilir. SSS ile ilgili
yan etkiler sersemlik hissi, kişilik değişiklikleri, baş ağrısı, görme
bulanıklığı, bulantı ve uyku bozukluklarıdır.
Hızlı
salınımlı (immediate release, IR) formu en eski formudur ve kullanılması
esnasında dalgalı plazma konsantrasyonları en çok bu formu ile ortaya
çıkmaktadır. Bu problemi ortadan kaldırmaya yönelik olarak yeni formulasyonlar
üretilmiştir. Yavaş salınan formu (extended release, ER) günde bir kez kullanılmakta
ve 24 saate kadar süren sabit plazma konsantrasyonları sağlamaktadır. ER
formunda ana ilaç alt gastrointestinal sistemde salındığı için sitokrom P450
enziminden çok daha az etkilenir ve aktif metabolitin oluşumu da limitlenir,
dolayısıyla da yan etkileri daha az gözlenir. Transdermal salınım sistemli
(transdermal delivery system, TDS) haftada iki kez uygulanır. Hasta uyumu ve
tolerabilitesi bu formulasyonda daha yüksektir, ancak pruritis ve eritem gibi
cilt problemleri daha sık görülmektedir.
İntravezikal
olarak uygulandığında mesane yüksek konsantrasyonda ilaca maruz kalmaktadır.
Kalsiyum antagonisti etkisi ile mesane düz kaslarında gevşeme etkisinden ve
lokal anestezik özelliğinden bu uygulama ile daha fazla yararlanılabileceği
düşünülmektedir.
Ülkemizde
oksibutininin hızlı salınımlı 5
mg tableti ile 5 mg/5 ml’lik şurubu mevcuttur (Tablo 10).
·
Tolterodin:
Herhangi
bir muskarinik reseptör alt tipine selektif etki göstermeyen, ancak hedef spesifik bir tersiyer
amindir. Birçok çalışmada
klinik etkinlik olarak oksibutinine benzer sonuçlar bildirilmiştir. Tükrük
bezlerine afinitesi çok daha düşüktür, dolayısıyla ağız kuruluğu daha az
görülmektedir. Yağda çözünürlüğünün oksibutinin’e göre 30 kat daha düşük
olması, kan beyin bariyerini geçme ve SSS’ne ait yan etkilerin görülme
olasılığını azaltmaktadır.
Tolterodin,
oral uygulama sonrasında karaciğerde sitokrom P450
enzimi ile ilk geçiş
metabolizmasına uğrar ve farmakolojik olarak eşdeğer etkinliğe sahip major
metaboliti olan 5-hidroksimetil türevi oluşur.Gıdaların tolterodinin
biyoyararlanımı üzerinde etkisi yoktur. Yarı ömrü 2-3 saat
arasındadır, ancak mesane üzerine olan etkileri daha uzun sürmektedir.
Tolterodinin hem anında etki eden hızlı
formu, hem de yavaş salınımlı tabletleri vardır. Yavaş salınımlı tabletlerin
hem etkinlik hem de tolerabilitesi daha iyidir. Kısa etkili formu 12 saat
arayla günde 2 doz halinde, uzun etkili formu ise günde tek doz olarak
kullanılmaktadır. Pediatrik yaş grubunda önerilen doz 0.1 mg/kg’dır. Ülkemizde 1 ve 2 mg'lik kısa etkili
tabletleri ile 4 mg’lık uzun etkili kapsülleri mevcuttur (Tablo 10).
·
Propiverin:
Propiverin cocuklardaki kullanımı
Almanya’da onaylanmış, antikolinerjik ve kalsiyum kanal blokajı etkileri olan
bir moleküldür. Mesane üzerine olan etkileri oksibutinine benzer. M1 ve M3
reseptörlerine yüksek, M2 reseptörlerine ise düşük afinite gösterir.
Oral alındıktan sonra gastrointestinal
sistemden hızla absorbe olur ve karaciğerde büyük oranda ilk geçiş
metabolizmasına uğrar ve çeşitli aktif metabolitlerine (propiverin-N-oksitin
gibi) ayrılır. Yarı ömrü 11 ile 14 saat arasında değişmektedir.
Pediatrik yaş grubunda propiverin ile
ilgili deneyim daha çok nörojenik etiyolojiye bağlı alt üriner sistem
disfonksiyonlarında edinilmiştir. Daha önce kullanılan oksibutinin ve trospiyum ile başarı
elde edilemeyen meningomyeloselli çocukların büyük bir bölümü propiverinden
fayda görmüştür. Yine başka çalışmalarda bu ilacın
oksibutinin kadar etkin olduğu, oksibutinine göre daha iyi tolere edildiği ve
daha az yan etkilerinin olduğu ortaya konulmuştur. Enürezisli çocuklarda propiverinle %
80'e varan başarı oranları da bildirilmektedir.
Ülkemizde
propiverin’in 15 mg’lık drajeleri bulunmaktadır, ancak ülkemizde çocuklardaki
kullanımı onaylanmamıştır.
·
Trospiyum:
Trospium
hidrofilik kuarterner amin yapıdadır ve kan beyin bariyerini rahatlıkla
geçememektedir. Bu nedenle trospiyum ile oksibutinin ve tolterodinin aksine,
SSS'i ile ilgili yan etkilere daha az oranda rastlanır. İlacın
M1 ve M3 reseptörlerine afinitesi yüksek, M2 reseptörlerine afinitesi düşüktür.
Yine oksibutinin ve tolterodinin aksine
sitokrom P450 sistemi ile metabolize edilmesi ihmal edilebilir düzeydedir. Bu
nedenle trospiyum ile metabolik ilaç etkileşimleri de beklenmez. Trospium
primer olarak değişmeden böbrekler tarafından (% 80) atılır. Bu şekilde atılım
ile intravezikal farmakolojik aktivite gösterebilir. Bu özellik tükrük
bezlerine olan etkisi ile karşılaştırıldığında neden mesane üzerine daha büyük
etki gösterdiğini de açıklayabilir. Yiyeceklerle etkileşimi nedeniyle aç iken
alınmalıdır. Plazma yarı ömrü yaklaşık 20
saattir.
Aşırı aktif mesane tanısı olan 62
pediatrik olgunun incelendiği plasebo kontrollü bir çalışmada terapotik etki
%32 olguda mükemmel, % 42 olguda iyi bulunmuş, bu sonuçların plaseboya göre
anlamlı olarak yüksek olduğu saptanmıştır. Çalışmada ikiye bölünerek kullanılan
15-25 mg’lık dozların çocuk yaş grubunda uygun olduğu vurgulanmıştır. Baş
ağrısı, sersemlik hissi, ağız kuruluğu gibi yan etkilerin görülme oranı
%10’dur.
Ülkemizde 30 mg’lık tabletleri vardır,
ancak 12 yaşından küçük çocuklarda kullanımı kontrendikedir.
·
Darifenasin:
Darifenasin
tersiyer amin yapısında, potent ve kompetetif selektif M3 reseptör
antogonistidir. M3 reseptör selektivitesi olan ilaçların, diğer muskarinik
reseptör alt tiplerine etki etmediklerinden dolayı, daha az yan etkili ve
mesanede daha çok etkili olabilecekleri düşünülmektedir. Ancak klinik pratikte
diğer antikolinerjiklere benzer etkinlik ve yan etki profilleri vardır.
Oral
alımının ardından gastrointrestinal sistemden iyi emilir ve karaciğerde
sitokrom P450 enzimi tarafından metabolize edilir. Metabolitlerinin %
60 kadarı idrarla, % 40 kadarı da feçes ile atılır. Vücuttan atılan
darifenasinin yalnızca küçük bir bölümü (% 3) değişmemiş darifenasin
şeklindedir.
Plasebo
kontrollü çalışmalarda haftalık inkontinans epizotlarını, miksiyon frekansını,
ani sıkışma hissinin şiddet ve frekansını azalttığı gösterilmiştir. En sık yan
etkileri hafif ağız kuruluğu ve konstipasyondur. Darifenasin günde tek doz
kullanım kolaylığı sağlayan, etkili ve iyi tolere edilebilen bir ajandır.
Bununla birlikte nörojenik alt üriner sistem disfonksiyonlu hastalarda ve
çocuklarda darifenasinin etkinliği ile ilgili yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.
Ülkemizde
7.5 ve 15 mg’lık uzatılmış salınımlı tabletleri vardır, ancak çocuklarda
kullanımı onaylı değildir.
·
Solifenasin:
Solifenasin
süksinat aşırı etkin mesane tedavisinde son yıllarda kabul görmüş kalsiyum
antagonisti aktivite de gösteren, aktif metabolitleri ile etkinliği artan
potent bir antimuskariniktir. Mesane üzerine selektivitesi (tolterodin ve
oksibutinine göre) tükrük bezlerinden çok daha fazla olduğu invivo ve invitro
çalışmalarda gösterilmiştir. Tavsiye edilen dozu 5 mg olmakla birlikte bu dozun
iyi tolere edildiði hastalarda 10 mg 1x1/gün dozuna da çıkılabilir. Çocuklarda
kullanımı ile ilgili herhangi bir randomize çalışma olmaması nedeniyle burada
ayrıntılarına değinilmeyecektir.
Ülkemizde
5 ve 10 mg’lık tabletleri vardır, ancak çocuklarda kullanımı önerilmemektedir.
Tablo
10: Çocuklarda
kullanılan önemli bazı anti-kolinerjiklerin dozları ve piyasada bulunan
formülasyonları
İLAÇ |
DOZU |
PİYASADA BULUNAN ŞEKLİ |
Oksibutinin |
Çocuk: < 5 yaş; yıl olarak yaş =
ml\gün, 8 veya 12 saatte bir > 5 yaş; 0.2
mg\kg\gün, 8 saatte bir oral |
Tablet: 5 mg Şurup:5 mg\5 ml |
Tolterodin |
Çocuk: 0.1 mg\kg, günde
iki kez |
Tablet:1, 2 mg Kapsül: 4 mg |